Yapılara ait kaldırım kahvelerini ve giriş kapılarını, rüzgârın ziyaretçilere vereceği rahatsızlığın az olacağı ya da hiç olmayacağı yerlere yapıyoruz. İnsanların rüzgârlı bir alışveriş merkezini davetkâr bulmasını beklemek çok gerçekçi olmaz. Rüzgâr özellikle yüksek yapıların çevresinde kuvvetli bir biçimde esebilir ve bu durum rüzgârın şiddetli olduğu anlarda tehlikelere bile yol açabilir. Biz rüzgâr türbinlerini tam da bu tanıma uyan, rüzgârın şiddetli bir biçimde estiği ve ayrıca akış hızının değişmediği yerlere kuruyoruz.
Rüzgâr havalimanlarında ve helikopter platformlarında uçuş güzergâhlarını sekteye uğratabilir. Özellikle iniş pistleri ve platformları olan yüksek binalar havada, tehlikeli durumlara neden olacak şekilde türbülans yaratabilir. Öte yandan açık deniz platformları ve denizde gerçekleşen gemi yapımları, helikopter iniş platformlarındakine benzer tehlikelere yol açabilir.
Rüzgâr, bacalardan, kara ve deniz taşıtlarından çıkan atık gazları ve fabrikaların çıkardığı tehlikeli maddeleri uzaklara sürükleyebilir ve insana rahatsızlık vermeyecek derecede inceltebilir. Bazen rüzgâr yanlış yönden eser ve yakındaki bir sanayi bölgesinden gelen (kötü) kokulardan rahatsız oluruz.
Birbirine yakın yapılar birbirini etkiler. Bu nedenle rüzgârın inşaatlar üzerinde oluşturduğu yük, bazı noktalarda büyük ölçüde artabilir. Tasarım sırasında bu hususun hesaba katılması gerekir.
Ne yapıyoruz?
Özel bilgisayar programlarıyla yapıların çevresindeki rüzgâr akımlarını hesaplarız. Konu kentsel bölgelerde veya bir gemilerin çıkardığı atık gazlarda olduğu gibi çok karmaşık bir hal aldığında, rüzgâr tünelimizden yararlanırız. Rüzgâr tüneli araştırmalarında rüzgârı, gerçekte ne olup bittiğini anlamak için bir model ya da maketin etrafında estiririz. Bu tür araştırmalarda 35 yılı aşkın deneyime sahibiz.