Frizya Müzesi, Hollanda’nın içinde küçük ve dikkafalı bir “yabancı ülke” olarak Frizya’yı ve Frizleri konu alır. On bir kent ve kırsal alanlar, suyla olan aşk ve nefret ilişkisi, Friz olmaya dair karakteristik özellikler ve Frizya’nın dünya içindeki yerinin arayışı… Özgürlük savaşçısı Grutte Pier’in kılıcı, Frizya höyüklerindeki yeraltı zenginlikleri, egzotik dansçılığın yanı sıra muhtemelen çift taraflı bir ajan olan Mata Hari, Gerrit Benner’in tabloları ve “Overval” (Baskın) isimli film, bu müzede bir araya gelerek Frizya’nın öyküsünü anlatıyor. Müzelerde, yapı fiziğine dair pek çok özelliğin -sıcak, soğuk, rutubet, ışık ve havanın- mümkün olduğunca dengeli bir ortamda bir arada kullanılması gerekir. Söz konusu müze, akustiğin kalitesinin ambiyans üzerinde belirleyici olduğu üç sinema salonuna sahip bir sanat filmleri sinemasına da ev sahipliği yapıyor. Ortaya mümkün olduğu kadar konforlu bir yapı çıkarabilmek için neredeyse tüm duyulara ilgi gösterildiği söylenebilir. Hem ziyaretçilere, hem de değerli bir koleksiyona ev sahipliği yapan bir kaçış koridoruna sahip, parlak buluşlarla dolu olan bu yapı özel bir ilgiyi hak ediyor. Aynı şey, yapının “normal” dışında her türlü nitelemeyi hak eden sergi alanları ve geniş merdivenlerine sahip bir kent vitrinini içeren bölümlemesi için de söylenebilir.